T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
İSTANBUL / ESENYURT - ESENYURT ERDOĞANLAR İLKOKULU

Haberler

Kas

Sevgi,saygı ve minnetle anıyoruz.

Eyl

15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü okulumuzda ders yılının başiladığı 2. hafta kutlanmış ve  bu haftaya kutlamalar yayılarak öğrencilerimize demokrasi ve milli birliğin anlam ve önemi kavratılmıştır.

May

19 Mayıs Atatürk'ü Anma ,Gençlik ve Spor Bayramı  kutlamalarında emeği geçen öğretmen,öğrenci ve velilerimize teşekkür ediyoruz.

Nis

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı uzaktan da olsa öğrencilerimizle büyük bir çoşkuyla kutlandı.Emeği geçen öğretmen,öğrenci ve velilerimize teşekkür ediyoruz.

Nis

POSTER OYLAMASI

Etwinnig Temiz Eller Projemiz için  hazırladıkları posterin açık ara farkla birinci gelmesinden dolayı Saniye Uğur öğretmenimizi ve öğrencilerini tebrik ediyor başarılı çalışmalarının devamını  diliyoruz.

Nis

İl Milli Eğitim Müdürlüğünce yürütülmekte olan "Biz Birbirimizi Tamamlıyoruz" Projesi kapsamında 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü ile ilgili  tüm öğretmen ve öğrencilerimiz mavi kurdele takmıştır. Ayrıca bu sene sevginin gücünün rengi kırmızı kurdele de takılmıştır. Otizmli öğrencilerimizden Baran AKYOL ve Kuzey AKYOL otizmli olmak ile ilgili arkadaşlarına bilgiler vermiştir. Okulumuz panoları gününün anlam ve önemine göre düzenlenmiştir. Rehberlik servisimiz tarafından hazırlanan etkinlik öğrencilerimize dağıtılmış ,yapılan kurdele şeklinde boyamaları öğrenciler daha sonra takmışlardır. Özellikle velimiz Bağdagül AKYOL' a kurdele hazırlayıp dağıtıtımından dolayı teşekkür ediyoruz.

Nis

T.C İçişleri Bakanlığının 2021 Yılını Afetlerle Mücadele ve Farkındalığın  Artırılması yılı ilan etmesi nedeni ile okulumuzda 31 Mart Çarşamba günü , Acil Durum Yönetim Başkanlığı (AFAD) Tarafından" Afete Hazır Türkiye" projesi kapsamında  afete hazırlık kültürü kazandırmak, bireylerde farkındalığı arttırmak, yaşam ve çalışma alanlarında alabilecekleri temel önlemleri belirlemek, afet öncesi, afet esnasında ve sonrasında doğru davranış biçimleri geliştirmek ve uygulamak üzere hazırlanmış olan  animasyon çizgi filmini tüm sınıf öğretmenlerimiz online olarak öğrenci, veli ve diğer aile bireylerine izletmişlerdir.

 

Mrt

18 Mart Perşembe günü başlayan ve  24 Mart Çarşamba günü biten haftada anasınıflarımızın etkinlikleri görülmeye değerdi. Emeği geçen  herkese teşekkür ederiz.

Mrt

  Türkiye'de 1964 yılından beri Mart ayının son Pazartesi günü ile başlayan hafta kutlanır. Bu yılda 29 Mart Pazartesi günü başladı ve 4 Nisan Pazar günü sona ercek haftamızda sınıflarımızda haftaya özel etkinlikler ve panolar hazırlandı.  

Mrt

21 Mart Pazar günü başlayan 26 Mart Cuma günü biten "Orman Haftası"nda sınıflarımızın panoları öğrencilerimizin hazırladığı resimlerle dolduruldu ve hafta boyunca çeşitli etkinlikler yapıldı.

Mrt

 

22,23,25,26.03.2021 tarihinde okul psikolojik danışmanlarımız Habip YAĞCI, Sibel TOKAT, Büşra TAŞDEMİR tarafından "Psikolojik Sağlamlık" eğitimi verilmiştir.

Zorlu yaşam olaylarında bireyin ayakta durabilme gücü olarak tanımlanan psikolojik sağlamlık kavramı, son yıllarda araştırmacıların büyük ilgisini çekmiştir. Psikolojik sağlamlığı yüksek olan kişiler; zorlu yaşam olayının getirdiği davranış, duygu değişimine uyum sağlama gücü yüksek kişilerdir. Başka bir özellikleri de zorlu yaşam olayının kişisel gelişimlerinde yarattığı katkıdır. Bu iki özelikten yola çıkarak araştırmacılar, bu kavramı zorlu yaşam olayları karşısında uyum sağlama ve gelişmeye yatkınlık olarak tanımlamışlardır. Bireyin psikolojik sağlamlığını değerlendirmek için iki bileşenin olması gerekir. Birincisi; ciddi bir tehdit ya da risk durumunun olmasıdır. İkincisi ise risk ya da travmatik durum karşısında gösterilen uyumun etkisidir. Burada öğrencilerle çalışmalarınıza yön verecek olan önemli soru şu olmalıdır: "Bu riskli yaşam olayını, çocuk ve gençlerin psikolojik sağlamlığını güçlendirmek için bir avantaja dönüştürebilir miyiz?" Bu sorunun cevabını verirken bir yandan da "Psikolojik sağlamlık bireyin doğuştan getirdiği bir özellik midir? Psikolojik sağlamlık öğretilebilir, geliştirilebilir mi?" sorularının cevabını bilmek gerekir.

Zorlu yaşam olaylarına gösterilen uyum tepkileri, kişiler arasında farklılık göstermektedir. Bazı kişiler bunlarla kolay baş edemezken bazı kişiler güçlenerek ayağa kalkmaktadır. Doğuştan yatkınlık olarak nitelendirilen psikolojik sağlamlık yeterlilikleri çocuk ve gence edindirilen yeni becerilerle geliştirilebilir. Stres yaratan durum karşısında bireyin sağlamlığını arttıran koruyucu faktörler incelenerek kazandırılması gereken beceriler belirlenebilir. Koruyucu faktörler; bireyin kişilik özelliklerinden, aile yapısı ve işlevlerinden, kişinin yakın sosyal çevresinden kaynaklı olmak üzere üç kategoriye ayrılır. Kişilik özellikleri: Psikolojik sağlamlığı yüksek kişiler üzerinde yapılan araştırmalar stres yaratan duruma uyum sağlama ile olumlu benlik algısı, yüksek özgüven, özsaygı, iyimser bakış açısı, umut ve problem çözme becerileriyle güçlü bir ilişki olduğunu göstermiştir. Aile yapısı ve işlevlerinden kaynaklı faktörler: Anne- baba arasında yakın ve sıcak ilişki, olumlu anne baba tutumları, aile içinde iş birliği ve çekirdek aile dışındaki geniş aile ile ilişkilerin güçlü olması çocuk ve gencin stres yaratan duruma uyumunu kolaylaştırmaktır. Sosyal çevreden kaynaklı koruyucu faktörler: Arkadaşlık ilişkileri, kendini bir gruba dâhil hissetme, öğretmenlerle ilişkilerin güçlü olması gibi faktörlerdir. Korona salgını sırasında gençlerin farklı duyarlılık tepkileri gösterdikleri görülmüştür. Bazı gençler kalabalık ortamlarda bir araya gelerek yaşlılarda ölümcül sonuçlara neden olan bu hastalığı ve yaşlılara etkisini pek umursamadıklarını gösterirken bazı gençler de oturdukları apartmanların girişlerine yardım için iletişim bilgilerini asmışlardır. Dayanışma vurgusu yapan DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü)Başkanı "Uluslararası dayanışma, sağlık çalışanları arası dayanışma, hepimiz arasındaki dayanışma, COVİD-19 salgınını durdurmanın tek yolu bu." ifadesini kullanmıştır. Sosyal medya, ana akım medya, yerel medya, reklam kampanyalarında kelebek etkisi, toplumsal dayanışma ve birliktelik vurgusu fazlasıyla yapılmıştır. Bu vurgu kişilerin psikolojik sağlamlığını arttıracak çevresel faktörlerin dile getirilmesi açısından önemlidir

Mrt

Okulumuz " Temiz Eller " Proje çalışması ile  ile e Twinning  Projesindedir.

https://www.youtube.com/watch?v=LkMSx0tqSd8   (  youtube linkini   )

https://instagram.com/temizeller_etwinningprojesi?igshid=19u9yogf8s418   (  İnstagram adresi  )

https://www.facebook.com/groups/884282495697010/?ref=share  ( Facebook adresi)

Mrt

ÖĞRENME STİLLERİ

13,14,15.01.2021 tarihinde Okul Psikolojik Danışmanlarımız Sibel TOKAT, Habip YAĞCI ve Büşra TAŞDEMİR tarafından "Öğrenme Stilleri" semineri düzenlenmiştir.

"Öğrenme stilleri" kavramı ilk kez 1960'lı yıllarda ABD'de tartışılmaya başlandı. Bu kavramı ilk ortaya atan St. John's Üniversitesi Eğitim Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rita Dunn oldu. Dunn, öğrenme stillerini şu şekilde tanımlıyor: "Öğrenme stilleri her bir öğrencinin yeni ve zor bilgiyi öğrenmeye hazırlanırken, öğrenirken ve hatırlarken farklı ve kendilerine özgü yollar kullanmasıdır." Her kişi bir parmak izi gibi kendi öğrenme stiline sahiptir. Bireylerin kendi öğrenme stillerini bilmeleri, öğrenme tercihleri ve öğrenme sürecindeki kuvvetli yönlerinin farkına varmalarını ve bu yönlerini geliştirecek çalışmalar yapmalarını sağlar. Öğrenme stillerini görsel, işitsel ve kinestetik/dokunsal diyebileceğimiz üç ana başlıkta toplayabiliriz.  

 

1.       Görsel Öğrenme Stili

Görseller, özel yaşamlarında genellikle düzenli ve titizdir. Karışıklık ve dağınıklıktan rahatsız olurlar. Dağınık bir masada çalışamazlar, önce masayı kendilerine göre düzenlerler, daha sonra çalışmaya başlarlar. Defterlerinin köşeleri kıvrılmaz, kıvrılırsa da ataş takarak bu kıvrılmayı önlemek için gayret gösterirler. Bu özelliklerinden dolayı evde büyükleri, okulda öğretmenleri tarafından takdir edilip örnek gösterilirler. Bu durum görsellerin çok hoşuna gider. Düz anlatım dediğimiz öğretim yönteminden yeterince yararlanamazlar. Dersi tam olarak anlamaları için harita, poster, şema, grafik gibi görsel araçlardan faydalanmaları gerekir. Öğrendikleri konuları gözlerinin önüne getirerek hatırlamaya çalışırlar.

 

2. İşitsel Öğrenme Stili

İşitseller, küçük yaşlarda kendi kendilerine konuşurlar. Ders çalışmak için sessizlik gereklidir kuralı herkes için geçerli değildir. İşitseller ses ve müziğe duyarlıdırlar, hatta sessizlik onlar için dikkat dağıtıcı olabilir. Sohbet etmeyi, birileri ile çalışmayı severler. Genellikle ahenkli ve güzel konuşurlar. Yabancı dil öğreniminde başarılı olurlar. Daha çok konuşarak, tartışarak öğrenirler. Bilgi alırken dinlemeyi, okumaya tercih ederler. Olay ve kavramları birinin anlatması ile daha iyi anlarlar. Hatırlamak istediklerini, birisi kendilerine anlatıyor ya da söylüyormuş gibi işiterek hatırlarlar.

 

3. Kinestetik/Dokunsal Öğrenme Stili

Dokunsallar oldukça hareketli olur. Gördüğü şeylere dokunmayı sever, koleksiyona meraklıdır, hızlı konuşur ve düşüncelerini ifade ederken ellerini kullanırlar. Yönünü bulmakta ustadır, sporda iyidir, aletleri parçalayıp tekrar birleştirmeyi ve genellikle ayakta çalışmayı sever. Sınıfta yerlerinde duramazlar. Sürekli hareket halindedirler. Tahtayı silmek, pencereyi açmak, kapıyı örtmek, tebeşir getirmek hep onların görevi olsun isterler. Uzun müddet oturmaya zorlanırlarsa derste ne olup bittiğini de anlamaz hale gelebilirler. Anlatım ya da görsel malzeme dokunsal öğrencinin öğrenmesine büyük ölçüde katkı sağlamaz. Öğrenebilmeleri için mutlaka ellerini kullanacakları, yaparak-yaşayarak öğrenme dediğimiz öğrenme tekniklerinin uygulanması gerekir.

Öğrenme stilleri, bireyin doğuştan sahip olduğu ve onun başarısını etkileyen karakteristik özelliğidir. Öğrenmeyi öğrenmenin temel basamaklarından biri olan öğrenme stillerini, tüm toplumun bilmesi gerekmektedir. Her insanın bu stillerden yalnız birine sahip olması gerekmez. Çoğunlukla biri ağırlıklıdır ama ikisine ya da üçüne de sahip olabiliriz. Öğrenme stilinizi bilmek sadece eğitim- öğretim hayatınızda değil yaşamınızın her alanında size farkındalık sağlayacaktır. Öğrenme stiliniz, aynı kan grubunuz gibi doğuştan var olan ve sizin yaşamınıza çok derin etkileri olan özelliğinizdir. Kendi öğrenme stilinizi keşfedebilmeniz için aşağıdaki testi uygulayabilirsiniz.

Mrt

 

 

15.01.2021 tarihinde Erdoğanlar İlkokulu Veli Akademileri kapsamında ve Kızılay Psikolog Huriye Tak tarafından "Aile İçi İletişim" semineri düzenlenmiştir.

Mrt

Verimli Ders Çalışma ve Zamanı Etkili Kullanma

05,06,07.01.2021 tarihinde Okul Psikolojik Danışmanlarımız Büşra TAŞDEMİR, Sibel TOKAT, Habip YAĞCI tarafından "Verimli Ders Çalışma" semineri düzenlenmiştir.

Öğrencilik yaşamının önemli bir parçası dersler ve ders çalışma gerekliliğidir. Yaşamımızın bu döneminde bizden beklenen en temel sorumluluk, genellikle, derslerimizden başarıyla geçmektir.  Bu da ancak düzenli bir çalışma alışkanlığıyla olur.  Ne var ki, masa başına oturup ders çalışmak, kitapların başında saatler harcamak, kişiyi, her zaman istenilen sonuca götürmeyebilir. Verimli çalışmak, başarıyı artırmaya yarayan önemli bir beceridir. 

Öğrenme, insanların bireysel farklılıklarına göre gerçekleşir. Her birimiz öğrenirken farklı duyularımızı kullanırız. Kimimiz için görsel, kimimiz için işitsel uyaranlar daha etkilidir. Bunun doğal sonucu, herkesin en verimli çalışma şeklinin kendisine özgü olmasıdır. Bazıları tek başına ve çok sessiz bir ortamda çalışabilirken, bazıları başkalarıyla beraber veya müzik dinleyerek çalışmayı tercih edebilir. Özet çıkarmak kimileri için çok işe yararken, kimilerini sıkar ve ilgisini dağıtır. Herhangi bir konuyu çalışmak için gerekli olan zaman da kişiden kişiye farklılık gösterir. Önemli olan; kişinin, kendisi için işe yarar yöntemlere yönelmesi ve zamanı, belirlenmiş öncelikler doğrultusunda kullanabilmesidir.

Yeni bilgiler öğrenirken çeşitli öğrenme tarzları kullanırız. Bunlar; tekrar, anlamlandırma ve örgütleme stratejileridir.

  • Tekrar, bilgileri uzun süreli hafızamıza kodlamamızı ve pekiştirmemizi sağlar. Her gün öğrendiklerimizin tekrarı için kısa bir süre ayırmak, sonrasında aynı konular üzerinde saatler harcamamızı önler. Tekrar, öğrenilen konuyu anlatarak ya da yazarak yapılabilir, ancak yazmak genellikle daha verimli sonuçlar verir. 
  • Anlamlandırma, yeni edindiğimiz bilgileri önceden bildiklerimizle ilişkilendirmemiz demektir. 
  • Örgütleme, yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirme ve yeniden düzenlemeye denir. Genellikle anlamlandırma ve örgütleme beraber yapılır. Örneğin, okuduğumuz bir metnin ana ve yan fikirlerinin çıkartırken ya da bir bilgi metnini grafiğe dökerken okuduğumuzu anlamlandırıp örgütlüyoruzdur. 

 

Verimli çalışmayı etkileyen faktörler:

  • Zamanı doğru yönetebilme becerisi: Zamanı iyi değerlendirememenin en önemli sebeplerinden biri performans kaygısı ve ona eşlik eden başarısızlık korkusudur. Bir diğer etken mükemmelliyetçi eğilimlerdir. Mükemmelliyetçilik; ayrıntıda boğulma, yapılan işten tatmin olmama, duygusal basınç nedeniyle çalışmaya yoğunlaşamama gibi sonuçlar doğurur. Tüm bunlar söz konusu olduğunda da, çalışmadan verim almak zorlaşır.
  • Dikkati toplayabilmek ve çalışılan konuya yoğunlaşabilmek: Dikkatimizi dağıtan birçok etmen vardır. Kafamızı meşgul eden kişisel sorunlarımız, bedensel yorgunluk, fiziksel hastalık, çalışma ortamının kimi özellikleri, karmaşık bir örgüde sunulan bilgiler ve performans kaygısı, bunlar içinde sıkça rastlananlardır. Verimli çalışabilmek için dikkat dağıtan bu tür etmenleri en aza indirmemiz gerekir.
  • Motivasyona sahip olmak: Kişi neyi, niçin çalışması gerektiğini bilmelidir. Hedeflerin varlığı çalışma isteğini artırır. 
  • Öncelik sıralaması yapabilmek: Bazen çalışılacak konuların çokluğu içinde boğuluruz. Nereden başlayacağımızı bilemez ve bu zorluk içinde kilitlenip kalırız. Bu noktada yapılması gereken bir öncelikler listesi hazırlamaktır. Önce neye bakacağımızı bilirsek; önümüze, küçük ve ulaşılabilir hedefler koyabilirsek çalışmaya başlamak kolaylaşır. Birçok zaman, çalışmaya başlamak bizi tetikler ve çalışmayı sürdürmekte zorlanmayız.

 

Nasıl verimli çalışılır?

Verimli çalışma, sonradan öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir beceridir. Aşağıda bu beceriyi kazanmak için bazı ipuçları bulabilirsiniz:

  • Çalışmaya başlamadan önce zihinsel, duygusal ve bedensel olarak yorgun olmadığınızı kontrol edin. 
  • Çalışma ortamını kendinize göre düzenleyin. Etrafı, dikkatinizi dağıtacak şeylerden (ör: televizyon, telefon, gürültü) arındırın.
  • Zamanınızı iyi değerlendirmek için plan yapın. Böylece hem derse, hem eğlenceye, hem de dinlenceye zaman ayırabilirsiniz. Planınıza uymadığınız zamanlarda kendinize yüklenmeyin ya da nasıl olsa plan bozuldu diye düşünerek kendinizi salıvermeyin. Kaldığınız yerden başlayarak yeniden plan yapın.
  • Neye, niçin çalıştığınızı bilerek masaya oturun. Çalışacağınız konuyu alt başlıklara ayırın. Çalışmaya her oturuşunuzda en azından bir basamağı tamamlayın. 
  • Uzun süre ara vermeden çalışmak iyi bir fikir değildir. Dikkatin belli bir zaman sonra azalmaya başlayacağını unutmayın. 40-50 dakikalık dönemler halinde çalışın ve aralarında 10-15 dakikalık molalar verin.
  • Zorlandığınız kısımları parçalara bölerek çalışmayı deneyin. Her parçayı çalıştıktan sonra tekrar ederek pekiştirin. 
  • Size zor gelen ve/veya sevmediğiniz konuları çalışmak için en verimli saatlerinizi ayırın.
  • Çalışırken hayallere daldığınızı ve konudan uzaklaştığınızı fark ederseniz, önce hayalinizi ertelemeyi deneyin. Örneğin vereceğiniz ilk molada hayal etmeye devam edebilirsiniz. Bu bir anlamda çalışma sonrası ödül gibi de gelebilir ve motivasyonunuzu artırabilir. Hayal etmeyi ertelemekte zorlanıyorsanız, kurduğunuz hayale devam edin ve bitirin. Aksi halde derse aklınızı veremeyecek ve yeniden düşüncelere dalıp gideceksinizdir. Hayal kurmanız tamamladığında yeniden dersinize odaklanabilirsiniz. 
  • Çalışırken çok sık ya da çok uzun süreli dalıp gitmeler yaşıyor ve konudan koptuğunuzu fark ediyorsanız, kısa bir mola verin. Kalkın, bir bardak çay alın, biraz hareket edin ve çok uzatmadan masanın başına geri dönün.
  • Not tutarak çalışmayı deneyin. Not tutmak, çalışılan konuya karşı ilginin dağılmaması ve bilginin akılda kalması açısından oldukça etkili bir yöntemdir.
  • Okuma yaparken önemli yerlerin altını çizin ve gerektiğinde yanlarına eklemeler yapın. 
  • Çalışırken, her konu için anahtar sözcükler ve sorular belirleyin. Böylece çalıştıklarınızı anlamlandırma ve örgütlemede daha başarılı olursunuz.
  • Ders çalışmanızı aksatan ve kolaylaştıran alışkanlıkların birer listesini yapın. Listenizde yer alan olumsuz alışkanlıkları bırakmaya çalışın. Olumlu alışkanlıkları pekiştirmek için çaba gösterin.
  • Çalışma sonrasında kendinizi ödüllendirin. Bu motivasyonunuzu artıracak ve kendinizi takdir etmenizi sağlayacaktır.